CHP’li Öztunç: Tam kupon araziyi yakmışlar, sakın birilerine peşkeş çekmeyin

CHP Genel Lider Yardımcısı Ali Öztunç, İzmir Çeşme’de iki gün evvel çıkan ve söndürülen yangın bölgesinde bugün inceleme yaptı. Öztunç, “Ovacık bölgesinde yanan yerlere baktığımızda görüyoruz ki tam kupon araziyi yakmışlar. Tam villa girecek yerler yakılmış. Otel yapılacak yerler; büyük siteler, rezidanslar yapılacak yerler yakılmış. Uyarıyoruz; sakın yarın bir gün buraları birilerine peşkeş çekmeyin. Mehmet Cengiz’miş, şuymuş, buymuş, beşli çetenin bir üyesiymiş ya da ilçelerdeki AKP’nin beşli çetelerine vermekmiş, aklınızın ucundan dahi bunu geçirmeyin. Zira biz buna pürüz oluruz, mani olacağız” dedi.

ANKA’nın haberine nazaran CHP Kahramanmaraş Milletvekili Öztunç, yangın bölgesinde yaptığı açıklamada şunları söyledi:

DATÇA’DA YANGIN ÇIKTIĞINDA GECE GÖRÜŞLÜ HELİKOPTERLER BİRİNCİ DEFA KULLANILDI VE YARARI GÖRÜLDÜ: “Bu yıl, orman yangınları ile ilgili dönem erken açıldı. Evvel Marmaris’te başladı yangınlar. Birinci yangın çıktığında, AKP hükümetinin ne kadar hazırlıksız olduğunu görmüş idik. O vakitler bir tartışma oldu; gece görüşlü yangın söndürme helikopterleri neden yok tartışması. Bakanlık, ‘Helikopter var’ dedi, sonra ‘Var ancak 4 Temmuz’da devreye girecek’ dedi. Gece görüşlü helikopterler o vakit kullanılmadı. Bakanın tabiri ile 400 hektarlık alanda çıkan yangın, 5 bin hektara sıçradı ve yandı. Birkaç gün evvel Çeşme’de ve Datça’da yeni yangınlar meydana geldi, söndürüldü, denetim altına alındı. Datça’da yangın çıktığında gece görüşlü helikopterler birinci kere kullanıldı ve yararı görüldü, 300-400 hektarda tutulabildi o yangın. Şayet Marmaris’te kullanılsaydı demek ki 5 bin hektar yanmayacaktı.

UYARIYORUZ; SAKIN YARIN BİR GÜN BURALARI BİRİLERİNE PEŞKEŞ ÇEKMEYİN: İki başka noktada, Çeşme’de meydana geldi yangın. İzmir Büyükşehir Belediyesi grupları, başarılı bir gayret verdiler. Çeşme Belediyesi, kendi imkanları doğrultusunda başarılı bir çaba verdi. Çeşme Belediye Lideri, şahsen kendisi yangının içerisinde koordine etmeye çalıştı. Burada, Ovacık bölgesinde geçmiş periyotta kurulmuş siteler var. Orada yaşayan beşerler tahliye edildi, Çeşme’de otellere yerleştirildi. Yangının o sitelere sıçraması, o konutların yanması engellenmiş oldu. Bugün gelirken Ovacık bölgesinde yanan yerlere baktığımızda görüyoruz ki tam kupon araziyi yakmışlar. Tam villa girecek yerler yakılmış. Otel yapılacak yerler; büyük siteler, rezidanslar yapılacak yerler yakılmış. Uyarıyoruz; sakın yarın bir gün buraları birilerine peşkeş çekmeyin. Mehmet Cengiz’miş, şuymuş, buymuş, beşli çetenin bir üyesiymiş ya da ilçelerdeki AKP’nin beşli çetelerine vermekmiş, aklınızın ucundan dahi bunu geçirmeyin. Zira biz buna pürüz oluruz, mani olacağız. Bir defa daha uyarıyoruz; buraları imara açmaya kalkışmayın. Buralar, evet yanan bölgeler, denize sıfır otel yapılabilecek, yazlık site yapılabilecek yerler. Buraları peşkeş çekmeyin, uyarıyoruz.

EVET COĞRAFYA YAZGIDIR FAKAT YANGINLAR BAHT DEĞİLDİR: Yangın sonrası bakıyorsunuz koca koca bakanlar, elinde telefonlar, Orman Genel Müdürlüğü’nün o vefakâr, cefakâr işçisi ile Cumhurbaşkanı’nı görüştürüyor. Telefonla konuşturuyorlar, Cumhurbaşkanı da teşekkür ediyor. Hükümet, sizin işiniz yangın sonrası değil; yangın öncesi ön önlem almanız gerekiyor. Sel oluyor, bakıyorsun bakanlar kepçenin üzerinde. Yangın oluyor, itfaiye eri gibiler. Ön önlem alacaksınız, yangını önleyeceksiniz öncelikle. Çıktıysa da en faal, en süratli müdahaleyi yaptırmak zorundasınız. Lakin AKP gösteri peşinde. ‘Coğrafya kaderdir’ demiş Bakan. Evet, coğrafya yazgıdır lakin yangınlar baht değildir. Bu milletin bir de kara yazgısı var. İklim krizinin olduğu Akdeniz çanağında yangınların açık olduğu bu devirde AKP’ye denk gelmek, bu millet için bir kara mukadderat olmuştur. O kadar kadersiziz ki; AKP devri. Bir öbür hükümet olsa, hakikaten etrafa bedel veren liyakatli şahısların Orman Genel Müdürlüğü’nde, bakanlıkta vazife yaptığı devir olsa yangın çıkar, anında müdahale edilir ve bu yangınlar söndürülür.

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE İŞÇİ ALMANIZ GEREKİYOR: Sayın Kirişci düzgün dinlesin; yalnızca eleştirmiyoruz, teklif de veriyoruz. Bir; orman köylüsüne kıymet verin. Geçmişte orman köylüsü vardı, orman yangını çıktığından birinci müdahaleyi köylü yapıyordu, ormanı gözü üzere koruyordu. Orman köylüsünü bir tarafa attınız, ihalelerle ormanın korunmasını vermeye başladınız, başımıza bu işler gelmeye başladı. İki; yüksek tansiyon çizgilerinde kaynaklanan yangınlar var. Engellemenin tek usulü, o tansiyon çizgilerinin alt bölgesini tıraşlamaktır. Koridorları kesinlikle açmanız gerekiyor. Ormanlık alanlarda aşağıda bulunan otları temizlemeniz gerekiyor. Yani Orman Genel Müdürlüğü’ne işçi almanız gerekiyor ve bu çalışanı süreksiz almamanız gerekiyor. Bir öbür teklifimiz; altı aylık, dokuz aylık işçi mi olur? Olmaz, 12 aylık olacak ve daimi personel olacak. Adam bilecek ki işi bu, ona nazaran eğitim alacak ve işini sahiplenecek. Lakin siz kısa vadeli işçi alırsanız o işsiz kaldığı periyot ne yapacağını düşünecek ve eğitimi de tam istediği üzere olmayacak.

GEÇEN YIL YANAN 150 BİN HEKTAR ORMANIN SORUMLUSU PAKDEMİRLİ’DİR: Ormancılık siyaseti ile oynamaktan vazgeçin. Ormancılık siyasetinin genetiğini değiştirdiniz. Bir an önce liyakat sahibi olan ne kadar sivil toplum kuruluşu varsa bunlara bedel verin ve ormancılığın genetiğini bozmaktan vazgeçin. Bir an önce Türkiye’nin, malı kendisine ilişkin bir filoya sahip olması lazım, yangın söndürme uçakları ve helikopterleri. THK’nın uçakları vardı, geçen yıl kullanılmadı. Geçen yılki bakan çıktı ‘Bunlar antika’ dedi. Bizi eleştirmişti. ‘Ne kadar meraklısın antikaya, antikacılık yapıyorsun’ demişti. O THK’nın uçakları bu sene kullanılıyor. Son Datça yangınında o uçaklar sayesinde yangın daha erken vakitte söndürüldü. Hani antikaydı bu uçaklar ey Pakdemirli? Geçen yıl yanan 150 bin hektar ormanın sorumlusu Pakdemirli’dir. Bakanlığı bırakıp gitti. THK’nın uçaklarını çalıştırmayan da Pakdemirli. Bunun hesabını verecek.

15 TEMMUZ’UN SİYASİ AYAĞI BULUNMALIDIR VE TBMM KURUL RAPORU AÇIKLANMALIDIR: Bugün, Türk demokrasisi için kıymetli bir gün. Birilerinin besleyip büyüttüğü cemaatler, 15 Temmuz’da Türkiye’de demokrasiye darbe teşebbüsünde bulunmuştu. Millet bunu bertaraf etti, elinin karşıtıyla attı. O gün her siyasi görüşten insan, demokrasiye inanan herkes sokaktaydı. Ancak başarısız darbe teşebbüsünden sonra sivil darbe periyodu başladı. 15 Temmuz’u fırsata çevirmek isteyen AKP, sivil darbe teşebbüsünde bulundu. 15 Temmuz’u yapanları besleyen AKP’dir. ‘Ne istediniz de vermedik’ diyen AKP’dir. ‘Dön artık hocam, dön’ diyen AKP’dir. Ancak 15 Temmuz’un siyasi ayağı hâlâ araştırılmış değil. 15 Temmuz’un siyasi ayağı kimdi kardeşim? Bu sorunun yanıtı bulunmadığı halde 15 Temmuz’un üzerindeki gölge kalkmayacaktır. 15 Temmuz’un siyasi ayağı bulunmalıdır ve TBMM kurul raporu açıklanmalıdır.” (HABER MERKEZİ)